2 Ekim 2008 Perşembe

Keçiörenli Olmak

Bayramın son günü yine otobüs izdihamları yaşanan bir gün olarak hafızalarda yer etti. Bunu biliyorum ben, doğduğumdan beri Ankara'nın güzide semti Keçiören'de yaşıyorum, o yüzden belediyenin beleş otobüslerine binmektense halk otobüslerine 1.1o ytl vermeyi tercih ettim. Ancak kaçamayacağım gerçek akşam otobüs bulma durumuydu malesef, 2 akşamdır belediyenin beleş otobüsüne biniyorum. İnsanların birbirini ezdiği, inene-binene saygı duymadığı, binmek için kapalı arka otobüs kapılarının yumrukladığı ve hatat tekmelediği sefer sayılarıdır 420 ve 422. Tama bayram gezmesi iyi hoş birşey, beleş otobüslede çok iyi olacak ancak hiçbir saygı unsuru beslemeden oraya binince sorun çıkarıyorsun arkadaşım! Bu konunun son ve en bomba unsurunu anlatıp bitireyim o halde. Otobüs durağında bir kısım -kimine göre enayi kimine göre saygılı- insan sırada bekliyordu ve bende en arkasına geçtim. Tam otobüse binip yer bakındığım sırada insanlar sürü halinde (evet sürü... vahşi doğada yaşayan hayvanlar gibi) orta ve arka kapıdan boş koltuklara saldırdığını gördüm. Tepem attı tabi ki.

Efendim sadece Keçiörenli olarak tepem atmadı, bir Beşiktaş taraftarı olarakta tepem attı. Kötü oynadık, adamlar iyi oynadı, olay sadece bu ama. İstifaya şuna buna gerek yok ama insan 19 senedir tuttuğu takım yenilince, hemde ilk ikisi şansına, diğer ikisi takımın dağılmasından kaynaklanan gollerle yenilince üzülüyor kızıyor.

Farklı mesleklere mensup 5 arkadaşım ev tuttular (sonunda), bugün bende onlarla beraber gidip evi gördüm; günün meselesi buydu. Biraz dökülüyor olsa da boya ve halılarla beraber çok iyi bir yer olacak gibi, Kızılay'a da çok yakın. Ancak asıl mesele beyaz eşya tabiki. İftaye pazarına gittik, buzdolapları 100, ocaklar 40 lira. 3.5-4 sene sonra gerçekleşmesini planladığım eve çıkma durumlarını bir kez daha gözden geçiriyorum.



Yazımın sonunda O'nun geldiğini haber vermek isterim, mutluyum huzurluyum.

2 yorum:

Yasemin Şahin dedi ki...

Keçiören civarı otobüsleri bilirim ama bayramda bilmek birşey anlam ifade etmiyor. Çünkü bayramda hiç Kızılay görmemiş insanlar Kızılay görmeye gidiyor. Aynı zmanda bunlar hiç otobüs kullanmamış insanlar oluyor. Aile boyu gördüğümüz bu insanlar yanlarında tercihe göre sıfır yaş grubundan 14 yaş grubuna kadar çocuk barındırıyorlar. 14 yaş üstü zaten "cool" takılıyor. Kakara kikiri yaparak oraya buraya saldırarak bayram otobüslerini kullanıyor. Ben bilhassa bu bayram niye dışarı hiç çıkmadım diye düşünüp dururdum..Aynı şeyleri yaşamamak içinmiş, ama bak yine de hatırlatacak birşeyler buldum ;)

Mustafa Özkan dedi ki...

Küçük bir "Keçiörenli profili" çizmişsin :)