1 Ekim 2008 Çarşamba

Ekim

Sonbahar, dökülen sarı yapraklar ve Ankara Üniversitesi Tandoğan yerleşkesi... Okulun tatil olduğu şu dönemde çok özlüyorum bunu çünkü kapısından girdiğinizde dinginliği yaşadığınız bir yol var. Ancak en çok özlediğim şey o değil...

5 günlük bir geziye gitti ailesiyle; 5 gün sadece ve yarın akşam dönüyor. İnsan gitmeden "ne olacak ya biraz özleriz birbirimizi o kadar, hem tatil hakkı yani" diyor ama şu anda O'nu ne kadar çok özlediğimi tarif edemem. Hele birde bunun üzerine White Lion'dan Till Death Do Us Apart dinliyorum ki, duygu yüklü dakikalar geçiyor.

Aslında bir noktada saçma değil mi? Gelecek, yine Kızılay'ın en iyi barı Always Rock'ta olacağız, sarılacağız, bana çikolata almak için ısrar edecek vs... Ama hayır böyle düşünemiyorum. O Ankara'dayken öyle bir durum oluyor ki her zaman yanımda olabilecek gibi... İnsan herşeyi beraber yaşamak istiyor; her güzel dakikayı, her güzel manzarayı, her güzel gün doğumunu... Birde beraber olduğunuz insanın gerçekten özel ve bir daha bulunamayacak olduğunu düşünüyorsanız bu duygular katlanıyor. Aslında bu satırları güzel yazamadım, öyle güçlü hisler söz konusu ki bir başkası belki bu satırları okurken "vay be aşk bu olsa gerek" diyebilir ama ben sadece saçmaladığımı, bu satırların hislerimin yanına bile yaklaşamadığını düşünüyorum (Tramp çok kötüsün... Ölüm Bizi Ayırana Dek diye şarkı yapılır mı?).

Hele birde aynı grubun Goin' Home Tonight şarkısı vardır ki, beni zorla aile babası yapacak. Şarkıdan küçük bir bölüm yazmak istiyorum:

Evet eve gidiyorum bu gece
Ve herşey iyi olacak
Çünkü ben kapıya geldiğimde
Beni bekliyor olacaksın sen
Ve gece beni sıcak tutacaksın
Ve tekrar yaşamamı sağlayacaksın
Evet eve gidiyorum bu gece
Ve beni bekliyor olacaksın
İnsan hayal kurmadan edemiyor... -Her ne kadar rock'n roll ateşiyle yanan bir ruha sahip olsam da- bir noktada durup dinlenmek gerekiyor. O ise hırçın denizlerle savaştıktan sonra sığınabileceğim, dinlenebileceğim ve hayata dönebileceğim bir liman. Ehe, evet şanslı bir erkeğim.
Günün olayı ise cep telefonuma bira dökülmesi ve bu sebepten iptal modda olması. Kahretsin! Aslında her zaman cebimde durur ama bu gün masaya koymuştum, sonra bir ara yemek yemeye gittim ve geldiğimde ıslak bir haldeydi. Muhtemelen ben gitmeden önce dökülmüştür ama ben farketmemişimdir. Tüm cep telefonu kullanımımın %90'ı sevgilimle haberleşmek olduğundan, şu andaki özleme durumum artık sabitlendi, mühürlendi duruyor öyle...
Yazımın sonuda yalnızlara gelsin o halde, görüşmek üzere...
Biliyorum yaşam daha iyi olacak
Biliyorum güneş yeniden parlayacak
Hayat devam ediyor
Kırık bir kalpten sonra bile
Savaşabilirsin
Kırık bir kalpten geriye kalan acıyla
(Tramp.. Tramp.. Mike Tramp..)

Hiç yorum yok: