10 Mart 2009 Salı

Bilim Teknik'ten Darwin'e Sansür


Haberlerden takip etmişsinizdir, uzun uzadıya anlatmak istemiyorum. Bilim ve Teknik dergisinin Mart 2009 sayısı, İngiliz biyolog Charles Darwin'in 200'üncü doğum yılı ve 2009 Darwin yılı etkinlikleri kapsamında biliminsanını konu edinen bir kapak ile satışa çıkacaktı. Ne var ki Türkiye'de bağımsızlığının az çok koruyacağı ümit edilen TÜBİTAK siyasetin bilimin önüne nasıl geçeceğinin somut bir göstergesi olarak Darwin kapağını ve içerideki 12 sayfalık yazıyı kaldırdı. Bununla hızını alamayan yönetim derginin yayın yönetmeninide görevden aldı.

Eylül 2008'de İngiltere Kilisesi bile Darwin'den özür dilemişken laiklik kavramı anayasasında değiştirilemez maddeler kapsamında olan Türkiye'de hala evrime karşı bir nefret, Darwin'in adına bile bir tahammülsüzlük var. Dergiye gelen bazı mektuplar ise (Kanal D habere) göre derginin başına Harun Yahya'nın geçirilmesini ister yönelikte. 42 senedir çizgisinden çıkmayan, Türkiye'nin en buhranlı dönemlerinde dahi bilimsel ilerlemenin her zaman yanında olmuş Bilim ve Teknik dergisi ve TÜBİTAK'ın bile rayından çıkarılması Türkiye'nin ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunun en elle tutulur kanıtıdır bence.

Bazı insanlar "oh iyi olmuş" diyebilirler. Bunu diyen insanlar evrim teorisi ile hemen hemen eşit derecede gerçek olan molekül orbital teoremi (teorisi) ya da Bohr atom teorisi hakkında çıkan yazılara ve teori sahiplerinin kişiliklerine bir nefret duymayanlardırda aynı zamanda. Bu nokta garip işte. Açıklaması "e insanın atası maymun diyor o ama" olamaz, hayır! Evrim hakkında en ufak birşey bilmeden onu karalamaya çalışanlar düştükleri komik durumların farkında dahi olmadan hayatlarına devam ediyorlar. Halbuki evrimi okuyup anlayıp itiraz etseler hem daha ciddiye alınır olacaklar hemde eminim ki daha fazla itiraz edecek nokta bulabilecekler.

Bu sadece derginin birinin başına gelmiş sansür olayı değil, bu direk olarak siyaset eliyle bilimin tarafsızlığının önüne geçilmesidir. Bu durum herkesin açık ne net bir biçimde gördüğü gibi laik devlet düzenine aykırı olarak atılmış bir adımdır. Buzdağının görünen kısmı bu sadece, kimbilir üniversitelerde bu ve benzeki konularda biliminsanlarının üzerindeki baskı nasıldır. Acaba bir biliminsanı Miller - Urey Deneyi*'ni rahatlıkla gerçekleştirebiliyor mudur Türkiye'de?

Boş sözler sarfediyorum ne yazık ki. NTV'nin Seçim Otobüsü programında iktidardaki partiyi canı gibi çok savunan adamı gördükten sonra birtakım insanların hayatlarını kontrol etme ve ona yön verme hakkını başka insanlara devrettiğini gördüm. Bu yazıları anlayan olacak, anlamayanda ama ikinci kesimin sayısı kesinlikle daha fazla olacak.

* Miller - Urey Deneyi: http://tr.wikipedia.org/wiki/Miller-Urey_Deneyi

Hiç yorum yok: