27 Mart 2009 Cuma

2009 Yerel Seçimleri Hakkında - 1 "Beni Temsil Eden Parti Yok"


Seçimler demokratik düzenin temelleridir. Herkesçe bilinen, herkesin o ve ya bu şekilde duyduğu ve katıldığı bu gerçek ne yazık ki iş başa düşünce unutuluyor.

Seçim dönemlerinde eş dost çevrelerinden duyduğumuz "Beni temsil eden parti yok" tümcesi artık o derece yaygınlaşmış ve ağızlara pelesenk olmuştur ki, daha büyük partilerin siyaset yelpazesinin neresinde olduklarından haberi bile olmayan insanların oy vermemek için tek sebebi olmuştur. Tamam, bazı insanlar sadece günümüz siyasetine değil genel olarak tarihte siyasete çok hakimdirler ve derin düşüncelerini temsil edecek parti bulamamaktadırlar; fakat onlar dahi, akıllarındaki siyasal düzene ulaşmak için "sıçrama taşları" olacak partilere oy vermektedirler. Bu sebepten oy vermemek ve bunun temelini beni temsil edecek parti yok düşüncesine bağdaştırmak sadece kaçmaktır.

Böyle düşünen insanların mantıklı olduğunu kabul edebilmem için öncelikle her partinin -sadece büyük olanların değil hepsinin- genel duruşundan haberdar, parti başkanlarının geçmişi hakkında genel bir bilgiye sahip ve en önemlisi kendi düşünceleri ile parti ya da partilerin savunduğu düşüncelerin fark ve benzerliklerini iyi süzmüş olması şarttır. Bu şartlar sağlandığı vakit hala oy vermek istemediğini belirten bir kişiye kimsenin karşı çıkamayacağını düşünüyorum. Kendinin böyle olduğunu sanan kişiler içinse söylenecek pek fazla birşey yok. Kendi görüşümden bahsetmem gerekirse de bugün bilimsel sosyalizmi savunan bir parti dahi varsa (EMEP - Emek Partisi), herkesin düşüncesi doğrultusunda bir parti vardır diyorum ben.

Tek dertleri okulda ortam yapmak olan, doğru dürüst bir tane bile siyasi içerikli kitap dergi okumamış, siyasi parti isimlerinin açılımlarını bile bilmeyen bir kişi çıkıp beni temsil edecek parti bulamıyorum diyorsa o zaman siyaset bilinci ve dolayısıyla demokrasi Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında oturmamış demektir. Siyasetten az çok anlayan, partiler hakkında yüzeyselde olsa bir bilgisi olan ve hangi partiye oy vereceğini seçebilecek kadar bir altyapıya sahip birinin bu tümceyi sarfettikten sonra kalkıp mevcut iktidarı ve yerel yönetimi eleştirmesi ise bence kabul edilebilir bir davranış değildir. Tanıyın siyasal partileri, bakın parti başkanları nasıl kişiler, yerel yönetimlerdeki adayları neler yapmış neler yapmamış; sonra da o ve ya bu şekilde bir karara varın. Bu konuda bu kadar ısrarlıyım çünkü bu sağ sol meselesi değil, tamamen demokrasi ile ilgili bir sorun.


Eğer Türkiye'deki siyasal partileri tanımıyorsanız:
Türkiye'deki faal siyasi partiler listesi

Doğruluğu konusunda şüphem olmayan bir yazı: Beyn.org: Oy kullanmamanın zararı

2 yorum:

GarajımdakiEjderha dedi ki...

Anlama, dinleme eylemleri keşke böyle anlatılınca anlaşılsa. Bu aralar Eğitim yazılarından, insanların kalıplarına dair yazılara kaydım epey bir. Çünkü o denli düz ve kesin yargılar var ki, bir de sadece ezber bozmaya oynasan bile yine kalıplarla düşünen insan sen oluyorsun :)

Bir de yazımda da yazmıştım, en güzeli ise size kronik muhalif, hayalperest falan denmesi. Üniversitedekilerin durumu acınası, geri kalan ülkeyi ise düşünmek bile istemiyorum.

Mustafa Özkan dedi ki...

Gerçekten haklısın. Kalıplar o kadar keskin ki ya öylesindir ya da değilsindir. Herkes durumu bundan ibaret sanıyor. Toplumun dayatmasını bir kenara koyan insanlar ise bazı şeylere daha verimli bakabiliyor. "Birinden birini seç" mantığı dışına çıkabiliyor.