Başlığa bakıp "şu şu tarihten itibaren Ankara Ego işletmesi..." gibi bir haber vereceğim sanmayın :) Bugün size Ankara'da belediye otobüsüne binmek kavramı ve binerken nelere dikkat edeceğinizden bahsetmek istiyorum çünkü eğer bu konuda bir bilginiz yoksa otobüste sinir krizi geçirirsiniz :) Öncelikle güzelim(?) Ankaramızdaki otobüs çeşitlerinden başlayalım. Ankara'da iki tip belediye otobüsü mevcuttur: Macar yapımı Ikaruslar ve Alamancı olduğunu tahmin ettiğim Man'lar.
Ikaruslar Macaristan'ın bağırından kopup gelen mültecilerdir. Yunan mitolojisindeki Ikarusla hiçbiiir alakaları olmamakla beraber Ankaramıza 1989-1995 yılları arasında giriş yapmışlardır. Kışın soğuk yazın serin olmalarının sebebi, camları kapansa bile heryerinden hava girmesidir ki otobüsün içinde rüzgar eser (yani bu bir başarı bence). Boş gelmesine sevinmeyeceğiniz bir otobüs Ikarus, içinde insan olunca ısınıyor biraz. Son olarak, bir rivayete göre Eryaman - Batıkent seferindeki bir Ikarus'un körüğünden sonraki kısım artık bu işkenceye dayanamayıp kopmuş ve yan devrilmiştir. Manlar ise üstün Alaman teknolocisinin eserleridirler. Sessiz, sakin, sallanmadan giden otobüslerdir. Eğer bir Man'dan daha iyi birşey varsa o da iki Man'dır zira Man'lar hep ağzına kadar dolu olduğundan en azından diğer arabanın kapı ağzına sıkışabilirsiniz :)
Araba alacak parası olmayan (arabası olsa da benzin koyamayan) dar gelirli vatandaşın can simididir Ego otobüsleri. Yazının asıl sebebi olan "dikkat edilecek hususlar" kısmı daha otobüse binmeden başlıyor :) Efendim bazı duraklarda hiç sıra olmaz, ilk atlayan biner (örneğin evimin yanındki durak). İlk başlarda çok otobüs kaçırdım ama sonralarında nasıl rol yapıldığını öğrenip işin çakalı oldum! Herneyse sıra varsa bile bir sorun oluyor çünkü bazen sırada iki kuyruk oluyor (ekran başındakilerin afallama sesleri eşliğinde..). Kızılaydan bindiğim durak aynen böyle bir yerdir ve her zaman kavga çıkar, istisnasız her zaman :) Hele birde her kuyrukta zeki bir amca çıkıp işi halletmeye çalıştı mı yarım saat otobüse binemiyorum...
Otobüse şans eseri bindiniz diyelim. Baktınız oturacak yer yok, hemen arkaya ilerleyin (böyle yapmayanlarla aramda soğuk rüzgarlar estiriyorum otobüslerde). Tutunabileceğiniz bir yerde varsa tamam. Bir yer boşalırsa sakın sağa sola bakmayın, oturun. Bir Keçiörenli olarak yaşadığım 19 yılda şunu öğrendim ki eğer bir fırsatınız varsa, o son fırsatınızdır! Oturun abi, sonra bakın yaşlı teyze amca mı var bebelik kadın mı var diye, kalkar yer verirsiniz.
Son olarak otobüse binen şahıs şu sözlere alışık olmalıdır:
"Bir iki adım lütfen.."
"Arkalar bomboş .... (halbuki arkada santimetreküp başına 4 insan düşüyor)"
"Veriyonuz Meliii Gökçee oyları, böyle oluyor sonra! (ertesi günkü seçimlerde adı geçen şahıs %50 ile belediye başkanlığını sürdürür)"
Bundan sonraki belediye otobüsleri yazımın başlığı "Yaşlı İnsan ve Belediye Otobüsü" olacak sanırım, esen kalın arkalara ilerleyin ilerletin :)
1 Kasım 2008 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder