Ancak Komplo Teorisi filmindeki taksicinin aklına gelebilecek bir senaryoya sahip olduğunu düşünebileceğiniz bir videoda belki o kadar da ihtimal dışı olmayan "gelecek"imiz ele alınırken aklıma geldi bu eleştiriyi yapmak. Hergün milyarlarca insanın (bir işleri varsa) iş yerlerinden evlerine döndüklerinde, yorucu okul saatlerinin ardından rahatlamak için beyaz camı açtıklarında, sabhtan akşama kadar otur otur sıkılan beyinlerini günün haberleriyle canlandırmak istediklerinde aslında nasılda alaya alındıklarının açıklamasıdır ayrıca bu yazı.
Beyaz cam dedim az önce, sadece o olsa iyi; gazeteler dergilerde bu işin içindeler. Bahsettiğim videoda sunucu "eğer insanlara gerçek olmayan birşeyi sürekli söylerseniz ona inanırlar" dediklerini duymuştum. Yalan mı? Mantıklı düşünme yetisi, hayat pahalılığı ya da budalaca alışverişi alışkanlıkları sayesinde kontrol altına alınmamış insanlar bugün rahatlıkla görüyorlar ki televizyonun kırmızı açma tuşuna bastığımız anda sadece saçılan fotonlardan değil ayrıca -ve daha tehlikeli olarak- binlerce kandırmaca da beyninizin kıvrımlarına kapağı atıyor. Eğer bunu isteyen insanlar uyanık olmasalardı sanırım kimse bu oyunlara gelmezdi ancak bu insanlar zeki ve bu zekâ kırmızı tuşa basan parmakların sahiplerini yeniyor.
Gazeteler dergiler ya da radyo kanalları televizyondan önce yaratmaya çalıştılar bu ortamı ve görüyorum ki başarılı oldular. 60 kişiye tek gazetenin düştüğü ülkemde sanırım gazeteyi televizyondan daha "zayıf" bir araç (ya da silah?) olarak görmeliyim. Bugün medyaya birşeyler yaptırabilen herkesin elinde belli bir kitle oluşacaktır ancak önemli olan o kişinin nasıl bir kitle oluşturmak istediği. Gözlemlediğim kadarıyla oluşturulmak istenen kitle düşünmeyen, sorgulamayan, sadece tek kanal izlemek zorunda bırakılan ve bu sebepten ötürü hep aynı mesajları alan kişilerden oluşuyor; bunun başarıldığını düşünüyorum. Eğer medya gücüne sahipseniz insanlara, onların sizi görmesini istediğiniz şekilde tanıtabilirsiniz kendinizi. Eğer medya gücüne sahipseniz halkın gözündeki imajınız sarsılmadan imajınıza ters olacak şeyleri yaparsınız çünkü üzeri rahatlıkla örtülebilir.
Medya gücü milliyetçilik, din, laiklik, ahlâk, zevkler, insanlık ve duygular gibi şeyleri rahatlıkla yenebiliyor günümüzde. Çevrenize bakacak olursanız medyanın karşısında durabilecek tek, yegâne şeyin mantık olduğunu görürsünüz; buna karşılık mantık dalda yetişen birşey değil malesef.
25 Şubat 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder